Ergenlik ve Kimlik Krizi

Kendine Zarar Verme Davranışları: Nedenler ve Yardım Seçenekleri

Kendine zarar verme davranışları, kişilerin kendi bedenlerine fiziksel zarar verme eğilimini ifade eder. Bu, genellikle derin psikolojik acıların bir yansıması olarak görülür ve çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Bu makalede, kendine zarar verme eğiliminin psikolojik nedenlerini inceleyecek ve bu davranışla mücadele eden bireyler için mevcut yardım seçeneklerini ele alacağız.

Kendine Zarar Verme Nedir?

Kendine zarar verme, stres, öfke, umutsuzluk, yalnızlık veya kendi kendine nefret gibi yoğun duyguların bir sonucu olarak, genellikle gizli bir şekilde, bireyin kendisine fiziksel zarar vermesi eylemidir. Kesme, yanma, çizme gibi davranışlar bu kategoriye girer. Bu davranışlar birey tarafından çoğunlukla acıyı dindirmek, duygusal gerilimi azaltmak veya kişisel travmalarla başa çıkmak amacıyla gerçekleştirilir.

Çocuklarda yemek ve beslenme sorunları ebeveynleri endişelendiren bir problemdir. Ebeveynler çocuklarının yeterince besin tüketmeleri için farklı yöntemlere başvursalar da bazı durumlarda çocuklar yemek yemeye karşı yeterince istekli olmazlar. Buna bağlı olarak çocuklar ve ebeveynler arasında beslenmeyle ilgili anlaşmazlıklar meydana gelebilir.
Çocuklarda yemek ve beslenme sorunları ebeveynleri endişelendiren bir problemdir. Ebeveynler çocuklarının yeterince besin tüketmeleri için farklı yöntemlere başvursalar da bazı durumlarda çocuklar yemek yemeye karşı yeterince istekli olmazlar. Buna bağlı olarak çocuklar ve ebeveynler arasında beslenmeyle ilgili anlaşmazlıklar meydana gelebilir.

Zarar Verme Davranışlarının Psikolojik Sebepleri Nelerdir?

Duygusal Acının Fiziksel Acıya Dönüşümü

Bazı bireyler için, kendine zarar verme davranışları duygusal acıyı fiziksel bir forma dönüştürmek ve böylece kontrol edilebilir hale getirmek anlamına gelir. Bu, özellikle ifade edilmesi zor olan duygusal sıkıntıların yönetimi için bir mekanizma olarak kullanılır.

İçsel Duyguların Dışa Vurumu

Kendine zarar verme eylemi, içsel duyguların dışa vurumu olarak da görülebilir. Bu, duygusal acıların görünür ve somut bir biçime bürünmesini sağlar. Bu sayede bireyler, dış dünyaya iç dünyalarındaki sıkıntıları anlatabilir.

Kontrol İhtiyacı

Kendine zarar verme, hayatın diğer alanlarında kontrolü kaybetmiş hisseden bireyler için bir kontrol biçimi olabilir. Kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olmak, onlara en azından bir alanda kontrol sahibi olduklarını hissettirebilir.

Kendini Cezalandırma

Kendine zarar verme aynı zamanda, bireyin kendini suçlu veya değersiz hissettiği durumlarda, kendini cezalandırma arzusu olarak da ortaya çıkabilir. Bazı kişiler bu eylemi hak ettiklerini veya cezalandırılmayı gerektirdiklerini düşünürler.

Psikolojik Yardım Seçenekleri

Profesyonel Destek

Bireylerin kendine zarar verme davranışlarından kurtulmalarında profesyonel destek büyük önem taşır. Psikiyatrlar, psikologlar ve terapistler, bireyin duygusal sıkıntılarını ele almak ve daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmek için destek sağlayabilir.

Destek Grupları

Destek grupları, benzer deneyimler yaşayan kişilerin bir araya gelerek, tecrübelerini paylaştıkları ve birbirlerine destek oldukları gruplardır. Bu gruplar, bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmelerine ve başkalarının nasıl başa çıktığını öğrenmelerine yardımcı olabilir.

Kendini İfade Etme Yolları

Kendine zarar verme eğiliminde olan bireyler için sanat, müzik, yazı yazma veya spor gibi kendini ifade etmenin alternatif yollarını bulmak önemlidir. Bu tür aktiviteler, duygusal gerilimi azaltmada ve kişisel duyguları sağlıklı bir şekilde dışa vurmakta yardımcı olabilir.

Duygusal Düzenleme Becerileri

Bireylerin duygusal düzenleme becerilerini geliştirmeleri, kendine zarar verme eğilimini azaltabilir. Bu, duygusal farkındalık, duygusal tepkilerin tanınması ve duygusal durumların yönetilmesini içerir.

Kişisel Güvenlik Planları

Kişisel güvenlik planları, kendine zarar verme dürtüsü geldiğinde ne yapılacağına dair önceden hazırlanmış planlardır. Bu planlar, bireyin kendine zarar verme yerine uygulayabileceği sağlıklı stratejileri içerebilir.

Kendine Zarar Verme Davranışlarına Yaklaşım Nasıl Olmalıdır?

Empati ve Anlayış

Kendine zarar verme davranışlarına sahip bireylere yaklaşırken, empati ve anlayış göstermek önemlidir. Bu davranışları yargılamak yerine, bireyin neler hissettiğini ve neden böyle bir yola başvurduğunu anlamaya çalışmak gerekir.

Sabır ve Sürekli Destek

İyileşme süreci genellikle uzun ve zorlu olabilir. Bu yüzden, bireylere sabırla yaklaşmak ve sürekli destek sağlamak önemlidir. İyileşme yolculuğu boyunca, adım adım ilerleme kaydedilmesi beklenmelidir.

Kişisel Sınırların Korunması

Kendine zarar verme eğiliminde olan bireylerin, kişisel sınırları korumaları ve kendilerini güvende tutmaları önemlidir. Bu, kendilerine zarar verme eğilimlerini tetikleyebilecek durum ve ilişkilerden uzak durmayı da içerebilir.

Yazarlar

  • Doç. Dr. Cemil Çelik

    1974 yılının ilk gününde, Ordu’da bir köy okulunun öğretmenevinde doğmuşum. Sırasıyla Çaybaşı İlkokulu, Çaybaşı Ortaokulu ve Ordu Lisesi’nde okudum. Tıp fakültesi okuma ve doktor olma hayalini 1991 yılında Gülhane Askeri Tıp Fakültesini kazanarak gerçekleştirdim. Tıp eğitiminin yanısıra birçok sportif, sanatsal ve eğitim faaliyetlerine katıldım. Özellikle futbol hayatımın önemli bir kısmında vazgeçilmezlerimden oldu. Amatör kulüplerde lisanslı olarak uzun süre futbol oynadım. 1998 yılının Ağustos ayında Tabip Teğmen olarak mezun oldum. İlk yarısı Ankara, ikinci yarısı Samsun olmak üzere 1998-1999 yılları arasında GATA’da Stajyer Doktor olarak görev yaptım. 1999-2001 yılları arasında Kıbrıs’ta pratisyen hekim olarak mecburi hizmetimi tamamladım. 2001 yılında Ankara Gülhane Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD.’da uzmanlık eğitimine başladım. 2005 yılında Psikiyatri Uzmanı ünvanını aldım. Bu dönemde Psikofarmakoloji, Bilişsel Davranışcı Terapi başta olmak üzere birçok kurs ve eğitimlere katıldım. 2005-2008 yılları arasında Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesinde Psikiyatri Servisi Klinik Şefi olarak çalıştım. Aynı zamanda özel muayenehanemde ve Kızılay Tıp Merkezinde de psikiyatri uzmanı olarak danışan gördüm. 2008 yılında girdiğim Basasistanlık sınavını kazanarak GATA Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Yrd.Doç. ünvanını alarak öğretim üyesi olarak çalışmaya başladım. Travma Psikiyatrisi servisinde özellikle askeri travma yaşantıları olan, ağır derecede depresyon, kaygı, disosiyasyon ve kişilik bozukluğu gibi karmaşık ve kompleks Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tanılı gazi ve malül askerlerin takip ve tedavisini yaptım. Askeri Psikiyatri ile ilgili birçok faaliyet ve çalışmaya katıldım. Bu süreçte birçok bireysel ve grup psikoterapisi çalışmaları gerçekleştirdim. Askeri travmaların terapisine yönelik birikimimden hareketle, sonraki yıllarda klinikte ve TSK bünyesinde travma tedavi eğitimlerinde kullanılmak üzere bireysel ve grup düzeyinde uygulanabilecek birçok broşür, doküman ve eğitim programının hazırlanmasına öncülük ettim. Doçentlik ünvanımı 2011 Mayıs ayında aldım. Şizofreni ve diğer psikotik durumlarda aile yatkınlığı üzerine olan ilgim nedeniyle yurtdışında eğitim almaya karar verdim. Bu ilgim nedeniyle Amerika Pittsburg Üniversitesinde Western Psychiatric Hospital’da 2011-2012 yılları arasında Dr. Viswajit Nimgaonkar ile şizofreninin genetiği üzerinde çalışmalar yaptım. ABD’de şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar üzerine yaptığım çalışmalar ve eğitimim tamamlandıktan sonra Gülhane Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Hastalıkları Kliniği’ne geri döndüm. Kadın psikoz kliniğinin sorumlu öğretim üyeliğini emekli olana kadar yaptım. Beyin uyarım tedavilerine olan ilgim nedeni ile de Amerika’da Harvard Üniversitesi’nde 2013 yılında “TMS ve Beyin Uyarım Tedavileri” ile ilgili eğitime katıldım. 2016 yılında GATA’nın Sağlık Bakanlığı’na devir işlemleri sonucunda Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne geçtim. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD’da Öğretim Üyesi olarak bilimsel çalışmalarıma devam ettim. 2021 Haziran ayında kendi isteğimle emekli oldum. ISST onaylı şema terapist, EMDRIA onaylı EMDR terapisti ve Sağlık Bakanlığı GETAD onaylı hipnoterapistim. Ankara Kızılay’da özel muayenehanemde danışanlarımı görmeye devam ediyorum. Evliyim ve iki çocuk sahibiyim.

    Tüm yazılarını görüntüle
  • ?s=96&d=mm&r=g

İlgili Uzman Yazıları