Çocuğun Oyun İhtiyacı Nasıl Karşılanır?

Çocuğun Oyun İhtiyacı Nasıl Karşılanır?

Çocuğun oyun ihtiyacı ebeveyn tarafından karşılanması gereken ihtiyaçlarından biridir. Ebeveynler çocuğun beslenme ve barınma gibi hayatta kalmak için zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak ile yükümlü kişilerdir. Ebeveynlerin karşılamakla yükümlü olduğu ihtiyaçlarının yalnızca hayati zorunluluklar olduğunu düşünmek ise büyük bir yanlış olur.

Oynayarak öğrenen çocukların oyun ihtiyacı ancak ebeveynler tarafından karşılanabilir. Okula başlayana kadar her çocuk ailesi ile uzun süre vakit geçirir. Ebeveynler çocuğun sosyal ortamda tanıştığı ilk kişilerdir, dolayısıyla çocuğun oyunu ihtiyacını karşılaması gereken kişiler de ebeveynlerden başkası değildir.

Çocuklarda Oyun İhtiyacının Karşılanması Nörolojik Olarak Önemli Bir Rol Oynuyor

Çocuklar için öğrenmenin en mantıklı yolu oyun oynamaktır. Oyun çocukların fiziksel, duygusal ve fiziksel olarak ihtiyaçlarını karşılamalarına katkı sağlar. Oyunlar sayesinde çocuklar hayal güçlerini, fiziksel, bilişsel ve duygusal becerilerini, el güçlerini geliştirir ve yaratıcılıklarını kullanmaya başlarlar.

Erken yaşlarda çocukların dış dünya ile kurdukları bağlantı oyun ile direkt olarak ilişkilidir. Oyunlar sayesinde çocuklar çevreleriyle etkileşime geçmeyi öğrenirler.

Bugüne dek yapılan çok sayıda araştırma oyun oynamanın çocukların bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal esenliğine katkıda bulunduğunu gösteriyor. Sosyal becerilerini geliştirmek için çocukların oyun oynaması bir zorunluluk olarak değerlendiriliyor. Oyunlar sayesinde çocuklar iletişim kurmayı, paylaşmayı ve sosyal etkileşim yollarını öğreniyor. Tüm bunların haricinde oyun oynamak çocukların çevrelerinde olup bitenler hakkında bilinçli ya da bilinçsiz şekilde deneyimlerini ifade etmelerini öğrenmelerine de yardımcı oluyor.

Çocuklarda oyun ihtiyacını karşılamak nörolojik gelişim için de oldukça önemlidir. Oyun oynamak çocukların beyinlerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlar. Çocukların beyni henüz yeni gelişmekte olduğu için pek çok bölge kullanılmadığında zayıflar ve körelir. Oyun oynamak beyindeki nöron bağlantılarını güçlendirir.

Oyun İhtiyacı Karşılanan Çocuklar Akademik Açıdan Başarılı Yetişkinler Oluyor

Çocukluk döneminde oyun ihtiyacı karşılanan yetişkinlerin girdikleri ortama daha kolay bir şekilde adapte oldukları görülüyor. Okula başlayana dek çocuklar çevresinde yalnızca ailesi ve arkadaşları bulunduğu için sosyal ortamlara karışmayı öğrenmekte zorlanıyorlar. Okula giden çocukların uyumsuzluk yaşamalarına engel olmak için okul öncesi çocuğun oyun ihtiyacını karşılanmış olması gerekiyor.

Okul öncesi dönemdeki çocuklarda oyun ihtiyacı  karşılandığında çocuk okula daha hızlı bir şekilde adapte oluyor. Adaptasyon sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması derslerine daha kolay odaklanmasına ve dikkat süresinin uzamasına da katkı sağlıyor. Çocuğun oyun ihtiyacını karşılanması dolaylı yoldan olsa da gelecek yıllarda akademik başarısının yüksek olmasını sağlıyor.

Çocuklarla Oyun Oynarken Oyun Arkadaşı Değil, Ebeveyni Olun!

Çocuklarla oyun oynarken çocuğun yaşı, gelişim özellikleri, becerileri ve ilgi alanları mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Her oyun ya da oyuncak her çocuk için uygun olmadığı gibi bütün oyuncakların çocuklar tarafından ilgi göreceğini düşünülmesi de doğru değildir.

Çocuğunuzla oyun oynayarak vakit geçirmek çocuğunuzu daha yakından tanımanız konusunda sizlere fırsat sunar. Henüz küçük yaşta olan çocukların bile kendilerine ait bir karakterleri ve buna bağlı olarak geliştirdikleri bir mizacı bulunur. Oyunlar sayesinde çocuklarınızın nelerden hoşlandığını ve neleri sevmediğini anlama şansı yakalarsınız.

Çocuklarla oyun oynarken onun liderliğinde olmaya özen göstermelisiniz. Ebeveynler tarafından oyun esnasında yapılan hataların arasında çocuğu yönetmeye çalışmak bulunur. Oyun esnasında liderliği çocuğa bırakmak çok daha mantıklıdır, neleri sevdiğini ve neleri istediğini anlamasına bu şekilde yardımcı olabilirsiniz.

Ebeveyn tarafından karşılanan ihtiyaç ile birlikte çocuğun oyun oynama hakkı verilmiş olur. Çocuklarla oynanabilecek oyunlara verilebilecek farklı örnekler bulunur. Bu örnekler arasından tercih yapmaya çalışırken hem çocuğunuzu hem de sizi mutlu edecek bir seçeneği göz önünde bulundurmalısınız.

Ebeveynlerin kafasını karıştıran bir diğer soru ise çocukla ne kadar süre boyunca oyun oynamaları gerektiğidir. Oyun oynarken verim almak her iki taraf için de önemlidir. Uzun saatler boyunca verim almadan ve çocuğa bir katkı sağlamadan oyun oynamanın herhangi bir anlamı yoktur. Bunun yerine 30  ya da 45 dakika gibi kısa süre zarfında verimli ve her ikinizde memnun eden oyunlar oynamayı tercih etmelisiniz.

Her Çocuğun Seveceği Oyunlar Birbirinden Farklıdır

Ebeveynler tarafından merak edilen çocuğa oyun nasıl öğretilir sorusuna da tek bir şekilde yanıt vermek doğru olmaz. Her çocuğun öğrenme becerileri birbirinden farklı olduğu için öğrenebilecekleri oyunlar da birbirinden farklı şekilde gelişir. Çocuğunuzun ne şekilde oyun oynamaktan hoşlandığı ve oyunu nasıl öğrendiğini anlamak için onunla vakit geçirmeli ve onun liderliğinde oyun oynamaya başlamalısınız. Çocuklar içgüdüsel olarak iletişim kurma konusunda belirli bir başarıya sahip oldukları için oyunlarda sizleri yönlendirecek ve yapmanız gerekenler hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır.

Bazı oyunlar rekabet içerir ve bu oyunlar genellikle ebeveynler tarafından en riskli oyunlar kategorisinde yer alır. Rekabet içeren oyunlar oynarken belirli bir süre boyunca çocuğunuzun kazanmasına izin verebilirsiniz. Rekabet içeren oyunlarda sürekli olarak çocuğun kazanmasına izin vermek ise bir süre sonra ciddi problemlere yol açabilir.

Çocuğunuzla oyun oynarken onun arkadaşı değil ebeveyni olduğunuzu gözetmeli fakat onu yönlendirmeye çalışmamalısınız. Kendinizi tamamen oyuna vermek yerine hem onun hem de kendiniz için en keyifli şekilde gerçekleşebilecek oyunlar tercih etmelisiniz.

Çocuklar için oyunun önemi  özellikle yetişkin yaşlarda kendini gösterir. Oyun ihtiyacı karşılanmış çocukların yetişkinlik önlemlerini daha başarılı şekilde yaşadıkları görülür. Oyun ihtiyacı karşılanan çocuklar iletişim kurarken ve yeni bir ortama girerken zorlanmaz. Bu etkenler göz önünde bulundurulduğunda her ebeveynin çocuğu ile oyun oynaması gerektiği söylenebilir.

Yazarlar

  • Anila ÇELİK Kimdir?

    1972 yılında Arnavutluk’ta doğdum. Çocukluğum Arnavutluk’un başkenti Tiran’da geçti. 1979-1988 yılları arasında “Tirane Private Elementary School, Tirane, Albanian” ve 1988-1994 yılları arasında “Tirane High School, Tirane, Albanian” da okudum. Arnavutluk-Türkiye arasında yapılan öğrenci-eğitim anlaşması gereği 1994 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne Tıp Eğitimi almak için geldim. İlk dönem tıp fakültesinde okuduktan sonra kendi isteğimle Sağlıkçı Subay olmak için GATA Hemşirelik Yüksek Okuluna geçiş yaptım. 1998 yılında aynı okuldan sağlık teğmen olarak mezun oldum. 1998 yılının Ağustos ayında Sağlık Teğmen olarak mezun olduktan sonra ilk yarısı Ankara, ikinci yarısı Samsun olmak üzere 1998-1999 yılları arasında GATA’da Stajyer Sağlık Subay olarak görev yaptım. Mezun olduktan sonra GATA’da bir yıl süre ile acil servis hemşireliği, psikiyatri hemşireliği ve sahrada sıhhıye hizmetleri olmak üzere staj eğitimimi tamamladım. 1999 yılında Arnavutluk Milli Savunma Bakanlığı’nda Sağlık Üsteğmen olarak göreve başladım. 2000 yılına kadar Sağlık Üsteğmen olarak Arnavutluk Milli Savunma Bakanlığında Sağlık Hizmetleri Başkanlığında ve Tiran Asker Hastanesinde idari işlerde görev yaptım. Sonrasında görevlerimden istifa ettim ve evlenerek Türkiye’ye yerleştim. Uzun yıllar özel sağlık kuruluşlarında idari görevler aldım. Bu sürede diyaliz sertifikasyon eğitimi, kurum içi iletişim eğitimi, yönetici eğitimi, başhemşirelik eğitimi, acil yönetimi eğitimi, enfeksiyon yönetimi eğitimi, etkin liderlik eğitimi, stresin ve öfkenin etkin yönetimi eğitimi, çalışanlar arasında çatışmalar ve çözümler eğitimlerini aldım. Birçok kurumsal eğitim seminerine katıldım. 2011-2012 yılları arasında Amerika’da Pittsburgh FMC kliniklerinde misafir stajer olarak bulundum. Milli Eğitim Bakanlığı Onaylı Aile Danışmanıyım. Bireysel danışmanlık eğitimini tamamladıktan sonra Evlilik danışmanlığı, Aile ve Çift Danışmanlığı, İlişki Danışmanlığı, Şema Terapi Giriş Eğitimi, Çiftlerle Şema Terapi Eğitimi gibi alanımla ilgili birçok eğitime katıldım. Çiftlerle Şema Terapi Eğitimimi Eckhard Roediger’den aldım. Aile ve çift danışmanlığımı Duygu Odaklı ve Şema Terapi modeli üzerinden yapmaktayım. Evli ve 2 çocuk annesiyim. Ankara’da yaşamaktayım. İngilizce, İtalyanca, Arnavutça bilmekteyim. Ankara’da Doç.Dr. Cemil Çelik’in özel muayenehanesinde çift ve aile danışmanı olarak çalışmaktayım.

    Tüm yazılarını görüntüle
  • ?s=96&d=mm&r=g

İlgili Uzman Yazıları